29 Haziran 2014 Pazar

Blogum Bir Gecede 10.000 Görüntülemeyi Nasıl Aldı?

Bu yazı, Evde Yazar tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

Ne zamandır Bloghocam'a konuk yazar olmayı istiyordum. Ama öyle bir konu olmalıydı ki hem Bloghocam çizgisine uygun olsun, hem de kendi tarzımı bozmasın.. Epey bir zaman geçti aradan, bir buçuk senelik oldu bizim Evdeyazar.. Derken derken bir günde blogumun görüntüleme sayısı günde ortalama 500-700'den 10.000'e fırlayınca zihin baloncuğumda “Evreka Evreka, Bloghocam'a yazacağım yazı işte bu!” repliği hızla geçti ve ben de acayip sevindirik oldum itiraf edeyim.. Çünkü anlatacağım bu deneyimimin bütün blog yazarlarına faydalı olacağını düşünüyorum.

Sadede gel ve anlat artık, nasıl oldu da blogunun görüntüleme sayısı bir günde böyle fırladı?” dediğinizi duyar gibiyim; azıcık meraklandırayım demiştim, hemen konuya geçiyorum. Olay aynen şöyle gelişti:

Sabah blogdaki mesajlara bakıyordum rutin olarak, sevdiğim bir blogger arkadaşım şöyle yazmıştı:

Kim Milyoner Olmak İster adlı yarışmada 'Gece kokan çiçek hangisidir?' diye sordular. Google amcaya danışayım dedim. Karşıma sizin yazınız çıktı. Nasıl sevindim blogger arkadaşımla karşılaştığım için, sorunun cevabını da sizin yazınızdan öğrenmiş oldum.”


Bu yorum çok hoşuma gitti ve sonrasında nedense istatistiklere bir göz atayım dedim, uzun süredir ilgilenmemiştim; bakmamla şaşırmam bir oldu.. Günde 500-600 bilemediniz 750 tekil sayfa görüntülemesi alan blogumda 23 haziran günü tam 10.408 tekil sayfa görüntülemesi olmuş!.. Biraz daha detaylı baktığımda, “Adı Şebboy'muş!” adlı burada gördüğünüz yazımın tam 9666 adet görüntülendiğini görünce, sabah sevgili blogger arkadaşımın yazdığı yorumla bağlantıyı kurdum; yoksa gerçekten de anlayamayacaktım neler olduğunu.. Aşağıdaki ekran görüntüsünü gururla paylaşıyorum..

istatistikler


Demek yarışmada “ gece kokan çiçek nedir?” diye sorulmuştu ve herkes aynı anda Google'da bu aramayı yapınca karşılarına benim sayfam çıkmıştı. “Yapayım aynı aramayı, bakalım ne oluyor?” dedim ama inanın heyecandan içim de içime sığmıyordu. Aynı gün yaptığım sorguda yazım en üstte çıkıyordu, sonrasında hâlâ Google'da ilk sayfada yer alıyor; hem de yaklaşık 3.990.000 tane sonucun arasından sıyrılarak, ama üçüncü sıraya düşmüş.. Benim gözümde sanırsınız ki yazım, maraton koşusunu kazanmış; o derece sevindim ki ne sevindim. Mütevazı blogumdan beklenenin çok üstünde bir başarı çünkü bu..

google sıra

 

 

“Gece kokan çiçek nedir?” sorgusunda 3.990.000 sonuç içinde benim yazımı ilk sıraya taşıyan şey neydi acaba?

 

Doğrusunu söylemek gerekirse, SEO uzmanlarının söylediği çoğu kurala pek uymuyorum. Ne anahtar kelime kullanıyorum, ne yazının uzunluğuna dikkat ediyorum, H1 H2 etiketleri derseniz onlar da kendi hallerindeler.. Tamamen içimden geldiği gibi yazıyorum, hani diyorlar ya “Özgün İçerik Şart!” diye, işte tek izlediğim kural o..

Bu başarılı sonucun nasıl geliştiğini hem merak ettim, hem de sizlere faydası olur düşüncesiyle yazıyı inceledim, kendimce saptalamalar yaptım:

 

1. Yazı 641 kelimeden oluşmuş, fena bir uzunluk değil. Genelde uzun yazıyorum ben. Demek ki Google da bundan hoşlanmış.

 

2. Yazıda organik olarak, yani yazının gerektirdiği yerlerde toplam 13 kez “şebboy” sözcüğü geçmiş. Bu da yazının tamamındaki sözcüklerin %2'si yapıyor. Yani ben hiç farkında olmadan, tamamen organik bir şekilde yazımda %2 oranında anahtar kelime kullanmışım. Google bu durumdan rahatsızlık duymamış olmalı ki, almış 3.990.000 sonucun en güzeli seçmiş ve ilk sayfanın birinci sırasına taşımış bu içeriği.

 

3. Başlıkta “Şebboy” kelimesini, yani aslında anahtar kelimeyi kullanmışım. Genelde yazıda ne anlatıyorsam, özetleyen bir kelimeyi başlıkta da kullanmaya çalışırım; demek ki Google bu durumu seviyor..

 

4. Yeni öğrendiğim ya da vurgulamak istediğim bir sözcük, bir kavram kullanmışsam yazıda, mutlaka kısa bir açıklamasını yapma alışkanlığım vardır. Nitekim bu yazıda da aşağıdaki gibi kullanmışım, yani tanım yapmışım ve vurgulamak için “mavi renkte” yazmışım. Seo kurallarına uymak için değil, dedim ya sadece bilmeyenler öğrensin diye vurgulamak için böyle yapmıştım. Google robotları gerçekten sandığımdan çok daha yeteneklilermiş ne diyeyim ki başka.. Aşağıdaki tanımlamanın Google robotları için değil, insanlar için yapıldığını anlamışlar ve iyi not vermişler ya, gerçekten de -her ne kadar robot olsalar da - saygı duyuyorum kendilerine..

 

Şebboy” dedi, kokladım, şebboylar adı gibi güzel kokuyordu. Eve gelince araştırdım biraz; Farsça şeb (gece) ve buy (koku) sözcüklerinin birleşimi, yani gece kokan demekmiş şebboy...”

 

5. Yazıda kullandığım fotoğrafı kendim çekmiştim, yani o da özgün. Bloguma bir resim eklediğimde mutlaka “özellik” etiketlerini dolduruyorum, Bloghocam 'ın buradaki yazısında okumuştum, her zamanki gibi yine işe yaramış.

 

Yazının en zor bölümü olan sonuç kısmına geldik kazasız belasız. İnsan misafirliğe gittiğinde nasıl ki oturmasına kalkmasına dikkat eder ya; ben de yazarken nokta, virgül, düşük cümle hatası olacak diye stres olmuştum; defalarca kontrol ettim gerçi, varsa hatalar affola diyeyim..

 

Evet toparlıyorum; “içerik kraldır” veya “Content is king” diyorlar ya, inanın yerden göğe kadar haklılar. Eğer güzel, okunabilir; Google robotlarını kandırmaya yönelik, daha doğrusu “para kazanma amaçlı” yazmazsanız, Google sizi ödüllendiriyor. Dedim ya robot falan demiyorum, Google örümceklerine bu adaletli yaklaşımlarından dolayı acayip saygı duyuyorum.

 

Özet şudur: Yazıyorsunuz, unutuyorsunuz; aylar sonra bir de bakmışsınız ki o yazıyla sürpriz bir başarı yakalamışsınız, yeter ki özgün ve okunabilir içerik üretin..

Dip not:

Siz okuyucular da burada benim gibi misafir sayılırsınız, lütfen giderken yorum bırakmayı ihmal etmeyiniz. Misafir olduğunuz evden ayrılırken kapıda “teşekkürler, görüşmek üzere” demiyor musunuz, bu da aynı şey. Yorumlar az olursa Bloghocam'ın yüzüne bakamam sonra...

 

Sevgiyle ve kendiniz gibi kalın diyorum, Bloghocam'a beni konuk ettiği için çok teşekkür ediyorum ve gidiyorum. “İyiydik böyle, hoştu yazı” diyenleri blogumda görmekten mutluluk duyacağımı bilmem söylememe gerek var mı..

 

YAZAR HAKKINDA:

Sektöre kızıp 2 sene önce radikal bir kararla mesleği bırakan bir tekstil mühendisiyim. Bir buçuk yıl kadar evde yazı çizi işlerinden para kazandım. Blogumun adı da buradan geliyor. Sonrasında evde çalışmaktan sıkıldım, insan bazen rahattan da rahatsız oluyormuş nitekim.. Blogumu referans gösterip başvurduğum reklam ajansında yaklaşık 2,5 aydır metin yazarı ve sosyal medya sorumlusu olarak çalışıyorum şu an, keyfim yerinde açıkçası.. Çocukluk hayalim olan roman yazarlığına çok yaklaştım desem yalan söylemiş olmam..

 

Blog adresim: http://evdeyazar.blogspot.com

Facebook adresim: https://www.facebook.com/Evdeyazarblog

26 Haziran 2014 Perşembe

Blogunuz Ramazan’a Hazır Mı?

Ramazan Ayı’yla birlikte pek çok alışkanlığımızda olduğu gibi bloglarımızda bazı farklılıklar olacak. Bazılarımız bloglarıyla hiç ilgilenmeyerek Ramazan Ayı boyunca blogunu kaderine terk edecek, bazılarımız Ramazan Ayı’nı fırsata çevirerek blogunun başarısına başarı katacak. Siz ikinci tarafta yani Ramazan’ı fırsata çevirenler tarafında olmak istiyorsanız çalışmaya hemen başlasanız iyi olur.

ramazan

Blogunuzu Ramazan’a Nasıl Hazırlayabilirsinz?

 

Ramazan Ayı için yapılacak hazırlaklar blogun türüne göre değişiklik gösterir elbette ama geçmişteki tecrübelerimizden yola çıkarak genel birkaç öneride bulunabilirim sanırım.

- Öncelikle bir editöryal takvim oluşturun ve içerik planlaması yapın. Ramazan boyunca kaç yazı yayınlayacağınızı, ne sıklıkla yayınlayacağınızı, hangi konularda yazılar yazacağınızı belirleyin ve bunları editöryal takvim üzerine yerleştirin.

- Planlı hareket ettiğiniz için artık önünüzü daha rahat görüyorsunuz. Editöryal takvimde yayınlanma günü yaklaşan yazıyı yazın ve kaydedin. Günün geldiğinde yayınlar, böylece ne yazsam diye düşünme ve yazıyı yetiştirememe derdinden kurtulursunuz.

- Blogunuzu Ramazan’a hazırlamak için yapabileceğiniz bir diğer şey ise blogunuzun tasarımında küçük değişiklikler yapmaktır. Bu aya özel bazı küçük eklemeler ve düzenlemeler okuyucunuzun hoşuna gidecektir. Fakat bu değişiklikleri yaparken geri alınabilir değişiklikler olmasına dikkat edin zira sadece Ramazan’a özel bir değişim yapıyorsunuz.

- Sizlere son önerim Ramazan’a özel aktiviteler yapmanız olacak. Aktivite derken Ramazan’a özel içerikler, belki bir yazı dizisi, belki Ramazan paketi ödüllü bir etkinlik. Aklınıza ne gelirse.

Ramazan Ayı Yemek Blogları İçin Fırsattır!


Ramazan Ayı’nın en güzel yanlarından biri özenle hazırlanan, sevdiklerimizle oturulan sahur ve iftar sofralarıdır. Herkes misafirlerine güzel bir sofra hazırlamak, leziz yemekler sunmak ister. Bu durum yemek bloggerları için büyük bir pazar yaratır. Zira herkes çeşitli yemek tarifleri ve menü önerileri için yemek bloglarına hücum edecek. Bu yüzden yemek blogları Ramazan Ayı’nda herkesten çok çalışmalı.

Blog Hocam’ın eski takipçilerinden ve Türkiye’nin en başarılı yemek bloggerlarından biri olan Kevser Hanım’la blogu için yaptığı Ramazan hazırlıkları hakkında sohbet ederken hepimize örnek olacak profesyonel bakış açısını ve yaklaşımını gördüm. Başta yemek bloggerları olmak üzere tüm bloggerlara örnek teşkil etmesi açısından yaptığı hazırlıkları paylaşmak istiyorum.

- İftar Ve Sahur Menüleri: Yazının başında blogunuzu Ramazan’a hazırlamak için yapılacaklar arasında içerik planlaması ve Ramazan’a özel aktivitelerden bahsetmiştim. İşte Kevser’in Mutfağı’nda bu planlama tek kelimeyle mükemmel yapılmış. Ramazan’a özel gün gün iftar menüleri ve sahur menüleri oluşturularak “bugün ne yapsam” diye düşünen ev hanımlarına çözüm üretilmiş.

- Mobil Uygulamalar: Kevser Hanım Kevser'in Mutfağı adlı yemek blogu ile profesyonel seviyeye geçmiş diyebilirim. Yemek tariflerine daha pratik ve kolay ulaşmak isteyen hanımlar düşünülerek oldukça kullanışlı mobil uygulamalar geliştirilmiş. İncelemek isterseniz: Tarif Küpü IOS UygulamasıTarif Küpü Android Uygulaması

 

- Tanıtım Videosu: Kevser’in Mutfağı’nın artık bir blogdan daha fazlası olduğunu, profesyonel seviyeye geçerek online bir küçük işletmeye dönüştüğünü anlatmaya çalışmıştım. Bu vizyona uyacak şekilde oldukça başarılı bir tanıtım videosu da hazırlanmış:

 

 

Söz Sizde:

Gördüğünüz gibi bloguna sahip çıkan, onu önemseyen bloggerlar olaya profesyonel bakış açısıyla yaklaşarak bir değil, birkaç adım öne çıkmayı başarıyorlar. Peki sizin blogunuz Ramazan’a hazır mı? Blogunuzu Ramazan’a hazırlamak için neler yaptınız veya yapmayı düşünüyorsunuz? Kevser’in Mutfağı’nın attığı adımları ve geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Paylaşırsanız sevinirim.

24 Haziran 2014 Salı

Blogger “En Çok Yorum Alan Yazılar” Eklentisi

Bloglara çok fazla eklenti eklenmesi taraftarı değilim. Her blogun ihtiyacı olan ve işine yarayacak eklentiler farklıdır. Evet belki çok yeni ve gösterişli bir eklentiyi blogunuza eklemek isteyebilirsiniz ama eğer blogunuzu o eklentiye ihtiyacı yoksa siteyi ağırlaştıracağı gibi ziyretçiyi de rahatsız edecektir.

Bu yazıda paylaştığım eklenti olan en çok yorum alan yazılar eklentisini de sadece ihtiyacı olanların eklemesini öneriyorum. Kimlerin veya hangi blogların bu eklentiye ihtiyacı olduğundan bahsedeceğim ama önce eklentinin kodlarını ve blogunuza nasıl ekleyeceğinizi anlatmak istiyorum.

Blogger en çok yorum alan yazılar eklentisi

En çok yorum alan yazılar eklentisini blogunuza eklemek için Blogger kumanda paneline giriş yaptıktan sonra Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/Javascript yolunu izleyin ve aşağıdaki kodları ekleyin.

 

<!-- BH En Çok Yorum Alan Yazılar Eklentisi -->
<script type="text/javascript">
function getYpipePP(feed) {
document.write('<ol style="color:#c00000">');
var i;
for (i = 0; i < feed.count ; i++)
{
var href = "'" + feed.value.items[i].link + "'";
var pTitle = feed.value.items[i].title;
var pComment = " \(" + feed.value.items[i].commentcount + "\)";
var pList = "<li>" + "<a href="+ href + '" target="_blank">' + pTitle;
document.write(pList);
 document.write(pComment);
document.write('</a></li>');
}
document.write('</ol>');
}
</script>
<script src="http://pipes.yahoo.com/pipes/pipe.run?
YourBlogUrl=http://bloghocam.blogspot.com/
&ShowHowMany=10
&_id=390e906036f48772b2ed4b5d837af4cd
&_callback=getYpipePP
&_render=json"
type="text/javascript"></script>
<!-- BH En Çok Yorum Alan Yazılar Eklentisi –>

 

Kodlarda değiştirmeniz geeken yerleri kırmızı renkle gösterdim.

- #c00000 liste numaralandırmanın renk kodudur.
- document.write(pComment); satırı yazıların yanında parantez için yorum sayısını gösterir. İsterseniz silebilirsiniz.
- http://bloghocam.blogspot.com/ yerine kendi blogunuzun adresinizi yazın.
- 10 yazan yere en çok yorum alan kaç yazının listelenmesini istediğinizi yazın.

”En Çok Yorum Alan Yazılar Eklentisi” Kimler İçin?

 

Yazının başında her eklentiyi her blogun eklememesi gerektiğinden, çok fazla eklentinin faydadan çok zarar getireceğinden bahsetmiştim.

Bu eklenti en çok yorum alan X yazınızı kenar çubuğunda sergilemenizi sağlar. En çok yorum alan yazılar yazar - okuyucu iletişimini kurmayı en iyi başardığınız yazılardır. Dolayısıyla blogunuza yeni gelen ziyaretçilere bu yazıları göstermek hem ziyaretçinin blogunuzu takip etmesini sağlayacaktır, hem de yorum saysını arttıracaktır.

Tabi yazılarınıza yapılan yorumlar link almak veya reklam yapmak için yazılmış boş yorumlarsa bu eklentinin size hiç bir faydası olmayacağını söyleyebilirim.

19 Haziran 2014 Perşembe

Blog Tanıtımı: SEO Kriter

İnternet kullanıcıları bloglarla tanışıp kendi blogunu oluşturduktan ve yazılarını yazmaya başladıktan sonra kafalarında beliren soru genellikle şudur: “insanlar blogumu nasıl bulup yazılarımı okuyacak?”

Bu soruya verilebilecek en doğru cevap şüphesiz Google’dır. Yazılarınız her gün milyonlarca insanın ziyaret ettiği ve arama yaptığı Google’da yer alırsa dünyanın bir ucundan insanlara bile blogunuzu tanıtma fırsatı yakalayabilirsiniz.

Google aramalarında gözükmek, daha üst sıralarda yer almak için de çok yazı yayınlamak yetrli değildir. Bu yazıları bilinçli yazmanız, SEO adı verilen bazı optimizasyon tekniklerini uygulamanız gerekir.

BH’de zaman zaman SEO ile ilgili yazılar yayınlasam da bu konu ile ilgili daha aktif ve daha bilgilendirici blogları takip etmenizi öneririm. Aşağıda tanıtacağım SEO Kriter isimli blog da SEO ile ilgili faydalı bilgilerin yanı sıra çeşitli profesyonel SEO hizmetleri de yer alıyor.

SEO Kriter Nedir?

seo kriter

SEO Kriter aslında kurumsal SEO danışmanlığı yapan bir firma olup blogunda SEO ile ilgili faydalı bilgiler paylaşmaktadır. Adana merkezli bir SEO firması olan SEO Kriter’in blogunda SEO kavramıyla yeni tanışan ve bloguna temel optimizasyon tekniklerini uygulamak isteyen blog yazarlarının ihtiyacını karşılayacak önemli ipuçları yer alıyor.

Garantili ve güvenilir bir SEO çalışması yaptığını iddia eden SEO Kriter müşterilerine bir panel tesis ederek tüm çalışmaları bu panel aracılığıyla takip etmelerini sağlamaktır. Bu da şeffaflığın bir göstergesi olsa gerek.

Temel optimizasyon teknikleri bana yetmez, Google’da önemli kelimelerde ilk sıralarda yer almak istiyorum diyorsanız SEO fiyatları sayfasından paketleri inceleyip profesyonel bir çalışma yaptırabilirsiniz.

 

Hangi Kelimede Kaçıncı Sıradayım?

SEO çalışmaları genellikle anahtar kelimeler hedef alınarak yapılır. Aranma hacmi yüksek kelimeler tespit edilerek o kelimelerde üst sıralar hedeflenir. Böylece günlük çok yüksek ziyaretçi sayılarına ulaşılabilir.

Bildiğiniz gibi Google arama sonuçları oturum açan her kullanıcıda farklılık gösterir. Bu yüzden hedef kelimelerinizi Google’da aradığınızda çıkan sonuçlar size özeldir. X kelimesinde siz kendinizi 1. sırada görebilirsiniz ama esas sıranız çok daha düşük olabilir.

İşte bu noktada SEO Kriter’in , Google’da her kelime için esas sıralamanızı gösteren Google Sıra Bulucu isimli aracını kullanabilir böylece gerçek sıralamanızı öğrenebilirsiniz.

16 Haziran 2014 Pazartesi

Blogdan Para Kazanmanın Temelini Oluşturun

Bu yazı, Srgz Blog’un sahibi Vural Egemen Sarıgöz tarafınan Blog Hocam için yazılmıştır.

Bir blog yazarısınız ve haliyle emek harcadığınız bir şeyden para kazanmak istiyorsunuz. Bu sizin en doğal hakkınız. İnsan hem sevdiği hem de para kazandığı bir işi yapıyorsa dünyadaki saltanatını kurmuş diyebiliriz.

 

Blog Yazarlığı ciddi bir iştir. Bu ciddiyetle bu işe başlarsanız kazancınız da o kadar ciddi olacaktır. Bu konu üzerine çok araştırmalar yapıldığını biliyorum. (Bu yazıyı yazarken başka bir blog yazarı arkadaşım ile facebook messenger'da konuşurken, blog hocam'a misafir yazı hazırlıyorum dediğimde ''blog hocam'a ne kadar çok yazı verdin öyle'' dedi ve oraya verdiğin kadar kendi bloguna yazsana diye uyarıda bulundu. O arkadaşıma verdiğim cevabı burada yayınlamak istiyorum. O arkadaşımın nazarında tüm merak edenlere cevap vermiş olayım) Benim çok meşhur bir sözüm var(!) ''Kendi blogunda yazı yayınlamak gol ise başka bir blogda misafir yazar olarak yazı yayınlamak asisttir.'' Bu mantık ve niyetle yazılarından fazlaca istifade ettiğim Blog Hocam'da misafir yazarlık yapıyorum. Sağ olsun kendisi de yayınlamaya değer görüp yazılarımı yayınlıyor. Daha önce Blog Hocam'da yayınlanmış yazılarımı da okumak isterseniz aşağıda belirteyim.

 

- Bir Blog Yazarı Okurlarından Ne Bekler?
- Neden Misafir Yazarlık Yapıyorum
- Blogunuzda Etkinlikler Düzenleyin
- Ben Blogger’ın Zeki, Çevik Ve Ahlaklısını Severim
- Blogger Tipleri

 

Blog Yazarlığını meslek edinmiş insanlar vardır yada başka meslek gruplarından olup da blog yazarlığından ciddi ek gelir edenler vardır. Nacizane bende hali hazırda özel sektörde çalışıp aynı zaman da blog yazarlığı yaparak kendime ek gelir sağlayabiliyorum. Yaptığınız işi ciddi anlamda yaparsanız geliriniz de olacaktır, saygınlığınızda.

Blog Yazarlığına Başlayın!

Blog Yazarlığına başlamaya karar verin ve bu kararınızda kararlı olun. Kendi ilgi alanızla ilgili bir blog açmak en doğru seçenektir. Genel bir blog açıp başarılı olan birini görmedim. Zamanla blog çöplüğündeki yerlerini aldılar. Açacağınız blogun konusunu belirledikten sonra blogunuzun konusuna uygun bir isim belirleyin. İsim kısa akılda kalıcı olmalıdır. Size özel bir isim olmasının da hiç bir mahsuru yoktur. Ama Blog Hocam gibi yada benim blogum olan SRGZ Blog gibi bir isim seçebilirsiniz. Blog Hocam blog yazarlarını bilgilendirici yazılar paylaştığı için, bir nevi hocalık yaptığı için blog hocam'ı seçmiş. Bende soyadım olan Sarıgöz'den sesli harfleri çıkararak bir isim türetmişim. Blogunuzun ismi ciddi anlamda marka olabilir. İsim belirledikten sonra kendinize bir yol haritası çizin ve bu yol haritasına göre içeriğinizi şekillendirmeye gayret edin.

Sabırlı Olun!

Hiçbir blog yazarı blogunu açtığı günden itibaren ne popüler olmuştur ne de para kazanmıştır. Zamanla üretilen içerik sayısına göre ve ziyaretçi sayısına göre popülerliği ve kazancı artmıştır. Yapmanız gereken sabırla içerik üretmektir. Ben ilk blogumdan 5 ay sonra ilk gelirimi elde etmiştim.

Sabrettiniz! Peki Ya Sonra?

Sabrettiniz ve hatırı sayılır bir içeriğiniz, gözle görülür bir ziyaretçi sayısına ulaştınız. Artık bundan sonra yapmanız gereken şeyler vardır. İçeriğinize göre sizinle iletişime geçen markalar, firmalar olacaktır. İçeriğinize göre size tanıtım yazıları hazırlatmak isteyenler olacaktır. Ziyaretçi sayınıza göre blogunuza reklam eklemeye başlayacaksınız. vs…

Ben Blogumdan Nasıl Para Kazanıyorum?

Srgz Blog'dan ciddi anlamda para kazanabiliyorum. Bazı arkadaşlarıma elde ettiğim kazancı söylediğimde şaşırıyorlar. Bu kazanç tesadüf değildir. Emek verdim ve bu emeği ciddiyetle kullandım. Bir süre sonra bazı markalar ve firmalar benimle iletişime geçip, bazı tekliflerde bulundular. Bazı markalar düzenledikleri etkinliklere davet ettiler. Bazı markalar ürünlerinden gönderip, kullanmamı ve fikirlerimi blogumda yazmamı istediler. Bazıları blogumun sağına soluna reklam vermek istediler. Hürriyet'in Bumerang isimli sistemi ile para kazanabiliyorum. Blogumda tanıtım makaleleri yayınlayarak para kazanabiliyorum. Çeşitli markaların ürünleri hakkında deneyimleri yazabiliyorum. Popülerliğim artıyor. Geçtiğimiz günlerde Bumerang Deneyim günleri adı altında Adana'da yapılan Blog Yazarları buluşmasına gittiğimde blogumun ismini duyanın verdiği tepki ile popülerliğimin arttığını gördüm. Aynı şeyi blog hocam içinde söylemeliyim. Aramızda yoktu ancak namı ortamdaydı.

Sonuç İtibari İle!

Sonuç olarak blogunuzla başarı elde etmek istiyorsanız, bir kazancım olsun diyorsanız blogunuza emek harcayacaksınız. Para kazanmaya başlamadan önce yatırım yapmalısınız. Blog Yazarlığı konusunda sermaye para değildir. Sermaye emek ve ciddiyettir. Yazılarınızı milyonlar okuyormuşcasına yazmalısınız. Her yazınızdan faydalanacak mutlaka birileri olduğunu bilerek yazmalısınız. İçerik üretirken blog konunuzun dışına istisnai durumlar dışında çıkmayacaksınız. İçerik üretmede düzenli olmalısınız. Bir günde 5 içerik girip 1 hafta hiç bir şey yazmazsanız ciddiyetinizi kaybedersiniz. İnsanlar sizin düzeninize alışmalı. Bir market düşünün. Bir akşam bir ürüne ihtiyacınız oldu ve gittiniz market geç saat olmasına rağmen açıktı. Alacağınızı aldınız. Başka bir zaman yine başka bir şeye ihtiyacınız olduğunda nasıl olsa o market açıktır diyerek gittiniz ve kapalı olduğunu gördünüz. Bir sonraki seferde açık olma ihtimali daha garanti olan bir markete gidersiniz. Blog Yazılarınızda böyledir. İnsanlar blogunuza gelip bir kaç yazı okur ve daha sonra geldiğinde hiç bir yazı girilmediğini gördüğünde güncellemediğini düşünüp tekrar ziyaret etmeyecektir.İnsanlar yazılarınızı okumak için yeni yazılarınızı takip edebilmeliler.

Blogunuzun temelini oluşturmak için aşağıdaki vasıfları blogunuza kazandırmalısınız.

Ciddiyet, Devamlılık, Samimiyet, İstikrar, Güven.

Yukarıda yer alan bu vasıflarla blogunuzu donattığınızda kazancınızın arttığını kendiniz de göreceksiniz. Herkese iyi bloglamalar dilerim.

Yazar Hakkında: Srgz Blog ; Webtasarım ve Teknoloji üzerine özgün makaleler yayınlayan güncel bir blogdur.

12 Haziran 2014 Perşembe

Bloglamayla İlgili Öğrendiğim 10 Önemli Ders

Bu yazı, kisiselbasarim.com yazarı Timur Demir tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

İnsanlar çeşitli nedenlerden ötürü bloglamayı severler. Bazısı yazarak para kazanmak ister, bazısı isim yapmak ister. Bazısı için sadece eğlencedir ve herhangi bir ciddiyet yoktur. Bazı ise düşüncelerini başkalarıyla tartışmaktan hoşlanır ve düşüncelerini blog adresinde paylaşır. Hangi amacı taşıyorsanız taşıyın bloglama sayesinde öğrenebileceğiniz bazı önemli şeyler vardır.

dersler

 

1. Yaratıcılığınızı Korumak İçin Eğlenmeye Çalışın


Bu bazı durumlar için biraz abes kaçabilir. Teknik sorumluluğu fazla olan veya bilimsel konularda yazılar yazdığınız bir blog sahibi bile olsanız yazarken eğlenmeniz gerekir. Yazar yazısını hazırlarken o anki ruh halini de yazısına yansıtır ve eğer yaptığınız işten sıkıldıysanız bu yazılarınıza yansımaya başlar. Sonuç olarak okuyucuları rahatsız etmeye başlarsınız. Farklı yaklaşımlar gerçekleştirmeye ve tekrardan kaçınmak için sahip olduğunuz yazarlık stilinde değişiklikler yapmaya çalışın.

 

2. Yazılarınız Ancak Dil Bilginiz Kadar İyi Olabilir


Dil bilgisi kuralları hiç aklınıza geliyor mu? Bazı insanlar dil bilgisi kurallarına takıntılı durumdadırlar ve nerede yanlış görülürse bunu gün yüzüne çıkarmaktan hoşlanırlar. Bu biraz sinir bozucu olabilir ancak dil bilgisinin kötü olması yazılarınıza doğrudan etki eden bir durumdur. Buna pek aldırış etmeseniz bile yazım hataları yapmanız yazarlığınız açısından güvenilirliğinizi kısıtlayan bir durumdur. Eğer ciddiye alınmak isteyen biriyseniz yazılarınızı yayınlamadan önce kontrol etmelisiniz.

 

3. İnternetin İşlevsel Bilgisine Sahip Olmalısınız


Bunu göz ardı edemezsiniz. Arama motorlarını doğru bir biçimde kullanmalı ve ihtiyaç duyduğunuz araştırmayı yapmalısınız. Bununla birlikte blog adresinizin bakımını ve güncellemesini tek başınıza yapabilmelisiniz. Bunun dışında internet jargonunda bazı ifadeler gerçek hayatta olduklarından farklı anlama gelebilmektedirler. Bu tür ifadeler hakkında bilgi sahibi olmalı ve yanlış bir şeyler aktarmamak için önleminizi almalısınız.

 

4. Okuyucuların Görüşlerine Başvurun


Yazılarınızın iyiliği veya kötülüğü konusunda objektif olabilmek son derece önemlidir. Ancak birçok yazar kendi yazılarını çok iyi bulur ve objektif olmaktan uzak dururlar. Blog yazarlarının klasik yazarlara göre farklı bir avantajı bulunur. Zaman kaybetmeksizin yazıları hakkında takipçilerin görüşlerine başvurabilir. Bazı kişiler kasıtlı olarak çok kötü olduğunuzu dile getirirler. Bu durumda daha gerçekçi olan yorumlara kulak asmaya çalışmalı ve hatalarınızı tespit edebilmelisiniz.

 

5. Reaksiyonlar Motivasyonunuzu Etkilememeli


Web büyük bir alandır ve bu alanda fırsatlar veya işler için farklı seçenekler söz konusudur. Yaratıcı bir yazarsanız bu seçenekler daima önünüzde olur ancak beklentilerinizi çok yüksek tutmamalısınız. Bir işe başvurduğunuz zaman sizi reddedebileceklerini aklınızdan çıkarmayın. Çalışmalarınızı, çabalarınızı sürdürün ve bu tip durumların sizi etkilemesine izin vermeyin.

 

6. Bir Şeyler Kendiliğinden Gelişmez, Onları Ortaya Çıkarmalısınız


Her zaman yeni fırsatlar kovalayın. İletişim kurabileceğiniz kişileri değerlendirin, iş fırsatları arayın ve işinizin geleceği hakkında düşünün. Eğer yerinizde durarak yazmaya devam eder ve beklersiniz sadece ufak miktarda gelişim gösterirsiniz. Bir şeylerin kendiliğinden ortaya çıkmasını beklememeli onları siz ortaya çıkarmalısınız.

 

7. Ara Vermeyi İhmal Etmeyin


Belirli aralıklarla yazmaya ara vermeye çalışın. Kaliteli içerik oluşturmak için bunu yapmak zorundasınız. Aksi takdirde yazılarınız kalitesiz hale dönüşür ve buna dur diyemezsiniz. Eğer ara vermek gibi bir seçeneğiniz yoksa neler yazdığınızı gözden geçirin. Yorgunluk sadece yazılarınızı etkilemez, aynı zamanda motivasyonunuzu da etkiler. Dinlenmek için kendinize vakit ayırın ve iyice dinlendikten sonra geri dönüş yapın.

 

8. Sabır ve Çalışkanlık Başarı İçin Önemlidir


Birçok blog yazarı bloglama dünyasına aşırı rahat bir şekilde giriş yaparlar ve birkaç ay içerisinde hemen başarıya ulaşacaklarına inanırlar. Bloglama dünyasında böyle bir şey söz konusu değildir. Birçok blog yazarı yıllar sonra başarıya ulaşmıştır. Bloglama hemen başarı getiren bir iş değildir. Planlama, öğrenme ve çok çalışma gerektirir.

 

9. Troller İle Savaşmaya Çalışırsanız Zararlı Çıkarsınız


Bazı yaratıcı kişiler sadece eğlenmeyi hedeflerler ve onlar için her şey eğlence anlamını taşımaktadır. Bu kişilere Troll denir. Sıkılgan bir yapıya sahiptirler ve kendilerini eğlendirmeye çalışırlar. Blog adresinize Troller gelmişse onlarla tartışmaya girmeye çalışmayın çünkü çoğu zaman kaybeden taraf olursunuz.

Onların kaybedecekleri bir şeyleri yoktur ve ana hedefleri sizin yaptıklarınıza eğlence amacıyla dalga geçmektir. Onlara aldırış etmemek ve onlarla reaksiyona girmemek oldukça ideal bir seçimdir çünkü reaksiyon görmedikleri zaman başka yere giderler.

 

10. Ne Pahasına Olursa Olsun Paranın Peşinden Gitmeyin


İnternetten para kazanmanın birçok yöntemi vardır. Bu doğrudur ancak blog konusuna geldiğinde bu hususta dikkatli olmalısınız. Sizi takip eden kişiler blog adresinizi ayakta tutan kişilerdir. Eğer onların istemeyeceği şekilde reklamlar sunmaya başlarsanız sizi takip etmeyi bırakırlar ve tüm çalışmalarınız boşa gider. Seçimlerinizi dikkatli bir biçimde yapın, sizi takip edenlere danışın ve değişikleri onlara bildirin. Para kazanmak isterken blog adresinize zarar vermeyin.

 

Yazar Hakkında: Ben Timur Demir. Yaklaşık 2,5 yıldır internet dünyasında aktif olarak bulunmaktayım. 3,5 ay önce üniversitemde katıldığım bir kişisel gelişim seminerinden sonra, Kendi Kahramanınız Olun! Sloganıyla hayata geçirdiğim web sitemde, kişisel gelişim ve kişisel başarı yazıları yazmaktayım.

Sosyal Ağ : Facebook

9 Haziran 2014 Pazartesi

Markaların Gözdeleri: Sözü Geçen Bloggerlar

Günümüzde yapılan araştırmalar insanların satın alma kararları üzerinde bloggerların büyük etkisi olduğunu gösteriyor. Bu durum blogların markalar ve ajanslar tarafından bir pazarlama aracı olarak kullanılmasını getirdi. Karşılığında da bloggerlar maddi kazançlar sağladı.

”Bu markalar ve ajanslar neden bana reklam vermiyor?” dediğinizi duyar gibiyim. Bunu bakış açısıyla açıklayabilirim. Özellikle genç yaştaki erkek bloggerlar “PageRank’im şu kadar, Alexa sıralamam şu, günlük hitim şu” gibi veriler ortaya koyuyor ve reklam almaya değer bir blogları olduklarını düşünüyorlar. Bu veriler elbette önemli. Backlink çalışması yapan freelance SEO çalışanları ve küçük çaplı SEO firmalarının sizi tercih etmesine neden olabilir. Fakat markaların umurunda değil.  Peki markalar neden umursamıyor bu verileri? Markaların beklentileri ne?

Pazarlamada influence diye bir kavram vardır. Anlamı; birinin davranışları veya kararlarını etkileyen etkidir. Başkaları üzerinde bu şekilde bir etki yaratan insanlara da influential denir ki markaların hedefindeki bloggerlar insanların atın alma kararlarını etkileyen inflluential bloggerlardır.

Açıkçası influence ve influential kavramlarının tam Türkçe karşılığı olmadığı için ne diyeceğimi bilmiyorum ama başlığa da yazdığım “sözü geçen blogger” tanımı bana en yakın gelen tanım. Yazının devamında sözü geçen bloggerların özelliklerinden ve nasıl sözü geçen bir blogger olabileceğinizden bahsetmek istiyorum.

sözü geçen blogger

1. İyi Bir İletişimci Ve Yazar Olun

Blog konusu ne olursa olsun, sözü geçen bloggerları incelediğinizde çok iyi birer iletişimci olduklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Kelimelerini çok dikkatli seçerler ve okurlarıyla içerikler aracılığıyla bağlantı kurarlar. Yazıları nettir ve ikna edicidir. İletişim becerisi konusunda kendinizi geliştirmeniz için önerebileceğim yegane şey okumaktır. İletişimle ilgili pek çok kitap ve dijital yayın bulmanız mümkün. Bunların yanı sıra kendi alanında sözü geçen bloggerların yazılarını daha dikkatli okuyup neler yaptıklarını/yapmadıklarını anlamaya çalışmak da iletişim beceriniz, dolayısıyla ikna edici yazma kabiliyetenizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.

 

2. Özgün Olun, Fark Yaratın 

Gerek okuyucular, gerek de markalar tarafından fark edilmenizi sağlayacak en temel şey özgünlüğünüzdür. Otorite, ögzünlük üzerine inşa edilir. Özgünlük kavramı çok geniş bir kavramdır. Blog tasarımından içeriğe, yazı fikirlerinden sunuş tekniklerine kadar pek çok alanda ilk ve öncü olmalısınız. Bunun yolu blog yazdığınız konuyu çok iyi bilmekten geçiyor. “O konuda dijital mecrada ki eksikler neler? İnsanlar neye ihtiyaç duyuyorlar? Ne yaparsam fark yaratabilirim?” gibi sorulara kafa yorarak far yaratacak fikirler üretebilirsiniz.

 

3. Faydalı Ve Çözüm Odaklı İçerik Üretin 

Blogunuz ve içerikleriniz ne kadar faydalı? Sözü geçen bloggerları incelediğinizde hep fayda sağlayan insanlara yardımcı olan içerikler ürettiklerini görürsünüz. Bir blogda okuduğunuz püf noktasını okuyup uyguladığınızda büyük fayda sağlıyorsanız bundan sonra o blogda paylaşılan püf noktalarını daha meraklı okur ve size yine faydalı olacağını düşünürsünüz. İşte markalar da bunun peşindedir. Faydalı, insanlara klavuz olabilecek, onların sorunlarını çözebilecek içerikler üretmek söze geçen blogger olmanın temel şartlarındadır.

 

4. Uzman Olduğunuz Konuda Yazın 

Yazdığınız konuda uzman mısınız? Sırf popüler olduğu için veya Google’da çok arandığı için o konu hakkında blog açmaya karşıyım. Çünkü sözü geçen blogger yazdığı konuda uzman olmalı. Uzman olmalı ki okuyucunun isteklerine cevap verebilsin, onların güvenini kazanabilsin. İnsanlar güvendikleri kişilerin önerilerine önem verirler. Bu yüzden okuyucunun güvenini kazanan bloggerlar markalar için değerlidir.

 

5. Gündemi Takip Edin

Blogunuzun konusuyla ilgili gelişmeleri takip edin. Okuyuculardan geri bildirim isteyin ve bu geri bildirimleri dikkate alın. Analytics hesabınızı sadece günlük ziyaretçi sayısına bakmak için kullanmayın. Detaylı analizler yapın. Mümkünse blogunuzun konusuyla ilgili aktivitelere katılın ve bunları blogunuzda okuyucularınızla paylaşın. Çünkü tüm bunlar sözü geçen bloggerların yaptıkları şeylerdir ve güven inşa etmenizi, markaların dikkatini çekmenizi sağlayacaktır.

 

Sözü geçen blogger olabilmek için yukarıda bahsettiğim şeyleri gerçekleştirebilmek için de şu 4 özelliği barındırıyor olmanız gerekir; disiplin, tutku, yaratıcılık ve olumlu tutum.

5 Haziran 2014 Perşembe

Bloglar Dile Geldi

Bu yazı, Kayb-ı Kelâm blogun sahibi Muhammet Kılıç tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

 

Merhabalar!!!


Bugün, benim hakkımda sürekli konuşan siz insanoğlunun susup blogların [şu anlık tek blog olduğuma bakmayın, onları temsilen burdayım diye varsayın :)] konuşma vaktidir. Sizler hakkımızda dergilerde, gazetelerde [bunu bilmiyorum; ama muhtemelen bu da vardır :) ] orda, burda fikirler söylediniz, teknik açıdan olması gerekenleri madde madde saydınız. Ama biz neyiz, ne yer ne içeriz, ne zaman uyuruz, neye sevinir neye kızarız ? soran yok. Haa, yanlış anlamayın hemen. İsyan bayrağını çektik demiyorum da sadece gırtlağıma kadar gelen suskunluğumuzu bozmak istedik [istedim :) ]

 

 

1. Biz Bloglar Neyiz ?

Türünüzün iki farklı sınıfına göre tanımımız değişiyor. Kadın cinsiyete sahip bireyleriniz bizi daha çok fotoğraflı sanal günlük gibi görüyor. Kimisi dekorasyonla, kimisi yemek tarifleriyle, kimisi makyaj maskesiyle, kimisi çocuğuyla alakalı bilgiler paylaşıyorken, erkek cinsiyete sahip bireyleriniz daha çok para kazandırma makinesi diye görüyor. Şimdi şunları da söylemeden geçemeyeceğim :


Siz kadınlar; güzel şeyler yapıyorsunuz çoğu zaman; ama yahu her şeyin de fotoğrafını çekip ya da çocuğunuzun her şeyini anlatıp da durmayın. Size güzel gelen her şey herkese güzel gelmiyor. Ayrıca şu 'mimleme' hastalığınız da var. Birbirinize sorular sorun elbet; ama her şeyinizi de anlatmayın yahu.


Siz erkekler; dijital dünya, futbol, oyun haricinde ve bir de blog açıp her yerimize reklam koymaktan vazgeçin biraz. Dünya, denen gezegende farklı bir şeylerin de olduğunu bir görün. O zaman neler kaçırdığınızı göreceksiniz.

 

2. Biz Bloglar Ne Yer, Ne İçeriz ?

Aslında midemiz sizlerin deyişiyle belediye çöplüğü gibi ne verirseniz öğütürüz; ama sizler nasıl sağlıklı beslenme taraftarıysanız bizler de ahanda öyleyiz. Bazılarınız bir gün bize üç öğün yemek verirken (düzenli aralıklarla yayın paylaşanlar) bazılarınız bizi kış uykusuna yatırılanlar gibi önce karnımızı tıka basa dolduruyor, ardından bir mağaraya atıyor, sonra ne oldu kim öldü kim sağ belli olmuyor [düzenli aralıklarla yayın paylaşmayanlar]. Oldu mu şimdi ? Biraz bizleri de düşünün. Öyle kıyıya köşeye atacaksanız hiç bizimle uğraşmasanız daha iyi. Şimdiye kadar kaç tane kardeşimizi toprağa verdik hatırlamıyorum bile :'( Kusura bakmayın, biraz duygulandım, ölen kardeşlerimi hatırlayınca...

 

3. Biz Bloglar Ne Zaman Uyuruz ?

Düzenli bir uyku sürecimiz yok aslında. Bu yüzden pek sıkıntı yaşamıyoruz; ama üzerimizde bazen bir sıkıntı oldu mu haa işte o zaman uyumakta çok zorluk çekiyoruz. Genellikle o sıkıntı da yazarlarımız ile okuyucuları arasındaki iletişim kopukluğundan kaynaklanıyor. Yazar, bir yayın paylaştıktan sonra okuyucusu yazı hakkındaki düşüncelerini söyler, endişelerini belirtir veya sorularını sorar; ama yazar bazen tınmaz bile. Kaç gün geçtikten sonra yoruma cevap yazar; ama iş işten geçmiştir artık. Aralarında bir iletişim kopukluğu başlar bile. Bu yazarların dikkat etmesi gereken konu. Bir de okuyucuların dikkat etmesi gereken nokta ise yazarların sadece blogtan oluşan bir yaşamının olmadığı. Onun da özel hayatı var, o da sizin gibi biri. Yani o da bir insan :)


4. Biz Bloglar Neye Sevinir, Neye Kızarız ?

Bu, genel bir değerlendirme sorusu oldu şimdi düşündüm de. Neyse hemen soruyu cevaplamaya geçeyim :


- Biz Bloglar Neye Seviniriz ?

 

Bizleri anlamanız yeterli. Öyle elit bir kesim değiliz anlayacağınız. Bizleri oluşturduktan sonra düzgün olarak beslemeyi [düzenli aralıklarla yayın paylaşmak] unutmayın öncelikle. Karnımızı tıka basa da doldurmayın, sonra mide fesadı geçiriyoruz. [Fazla görsel kullanımı]. Bir de GDO'lu besinler bizim için çok zararlı, sakın sakın onlarla beslemeyin bizi. [Araştırmaya tabi tutulmadan paylaşılan bilgiler ve (ç)alıntı içerikler]. Gördüğünüz gibi pek bir şey istemiyoruz aslında değil mi ?


- Biz Bloglar Neye Kızarız ?

Haa, geldik yine sizin deyişinizle dananın kuyruğunun koptuğu yere. Bizler, biraz alınganız belki o yüzden birçok şeye kızabiliyoruz. Mesela dış güzelliğimize [tasarım] çok önem veriyoruz. Giydiğimiz kıyafetlerin uyumlu olması, göz zevkine hitap etmesi ve bunlar varken de sadeliğin ön planda olması bizler için olmazsa olmazımızdır. Birçoğunuz buna pek önem vermiyorsunuz. Lütfen hassas olduğumuz bu konuya siz de biraz hassasiyetle yaklaşın.


Bazılarınız bizi para makinesi gibi görüyor. Yok öyle bir şey yahu. Bizimle ilgili bu haberleri uyduranlar var ya onları bir elime geçirsem, ben bilirim yapacağımı ama yok ortalıklarda maalesef. Bizim de sizler gibi yaşam sıralamamız var. Biz de doğar, büyür, ölürüz. Ama çoğumuzun ömrü ne yazık ki çok kısa. Doğduğumuz an almamız gereken ilk besin anne sütü [Orjinal içerik] olması gerekirken, sırf para makinesi lafını duydunuz diye dayıyorsunuz bize GDO'yu [Kopya içerik]. Sonra; Yok efendim, neden böyle oldu, yok efendim neden şöyle oldu tantanaları... Biraz sorumluluk sahibi olun be. Sinirlendim biraz, neyse daha fazla bu konuda konuşmama gerek yok herhalde.


Beslenmemizi sadece anne sütü gibi tek bir gıdayla da yapmayın. Bunlarla beraber sağlıklı birkaç ek gıda [imlâ hatası, üslup gibi dil bilgisi konuları] da yanında verin ki çabucak büyüyüp gelişebilelim.


Alıngan varlıklar olduğumuzu söylemiştim daha önce de. En çabuk sinirlendiğimiz konulardan biri de okuyucuların yayınla uzaktan alakası olmayan yorumlar yapması. Mesela yazar, güzel güzel bir şeyler yazmış okuduğu kitap hakkında. Hemen altında da şöyle bir yorum yapmış uyanık okuyucu. Yazınız çok güzel de bir sorum var. Galatasaray ne yaptı bu hafta ? Bu ne lahana turşusu kardeşim, ne alaka kitap ile Galatasaray arasında. Yukarıda İletişim Sayfası denen bir sayfa var. Bi zahmet oraya tıklayıver, sonra sorunu sor. Değil mi ama ?


Bizler düzenli olmayı çok seviyoruz. Öyle her yere dağınık bir şekilde atılmak bizi huzursuz ediyor. Sizin etiketleme dediğiniz mesele aslında bizler için biçilmiş kaftan. Ama siz de bazen abartıyorsunuz. 250 kelimelik bir yazı yazmışsınız, alt kısımda da 30-40 etiket yapıştırmışsınız. Bu ne yahu. Birkaç etiket yeter de artar; ama söz meclisinde kim duya kim yapa...


Bu konuşmayı yaptığım için çok rahatladım. Dünya varmış :) Neyse umarım söylediklerim sadece sözde kalmaz. Selametle :)

 

Yazar Hakkında: Ben Muhammet KILIÇ. Tıp fakültesinde okuyan, 22 yaşında ve vaktinin çoğunu yazmaya harcayan ve Kayb-ı Kelâm blogunun yazarı olan bir öğrenciyim. Kelimelerin eşsiz büyüsüne hayran herkesi yorumlarıyla beraber bekliyorum :)

 

Blog adresim : http://kaybikelam.blogspot.com

Twitter Adresim : https://twitter.com/apelsp_a

4 Haziran 2014 Çarşamba

Hürriyet Sosyal ile Artık Daha Sosyaliz!

Geleneksel medyayı yeni medyayla aktif bir şekilde entegre eden Hürriyet ailesi, biz bloggerlar için geliştirdiği dev ağın yanına bir de sosyal medya hesabı ekliyor.!

Dünyada bir ilki gerçekleştiren hurriyet.com.tr, sosya tabanlı bir haber sitesine dönüşüyor. Bu yenilik, her bir okurun kendi özel hurriyet.com.tr 'sini oluşturmsına imkan sağlayacak...

Bir sosyal medya hesabınızın da Hurriyet.com.tr sayfasında bulunması, projenin en önemli yanlarından biri. Zira, bir haber sitesi, dünyada ilk defa sosyal bir plaform olma yolunda ilerlemekte.. 


Hürriyet Sosyal'de oluşturacağınız üyelik ile Hurriyet.com.tr'in 'Sana Özel' olmasını sağlayabilirsiniz. 

"Neler yapabilirim?" derseniz, 'Blog konunuza göre ilgili içerik kategorileri/haber kategorilerine gore örneklendirebilirsiniz. İlgilendiğiniz haber başlıklarına göre içerikleri çeşitlendirebilirsiniz.(örn spor haberlerine ulaşım hızlı, paylaşım kolay vs.)'

Ana sayfada gösterilmemesi sebebiyle gözden kaçırabileceğiniz ilgi alanınıza girebilecek nitelikteki kaliteli içeriklere de böylelikle ulaşabileceksiniz. 

Biz Hürriyet Yazarkafe'nin sağladığı blogger platformu üzerinde etkileşime geçebiliyor, diğer blogger'ların postlarını okuyabiliyorken, şimdi bir de bu ağa Hürriyet yazarları ve diğer okuyucular da dahil olabilecek, böylelikle sadece köşe yazılarına değil, kişisel postlara da aynı network üzerinden erişebileceğiz.

Bunun yanı sıra, benim en ilgimi çeken özellik, ‘Öne Çıkart’ butonu ile önemli olduğunu düşündüğümüz ve gündemde görmek istediğimiz haberleri Hurriyet.com.tr ana sayfasına taşıyabilmemiz ve kendi gündemimizi hashtag'leyerek mevcut tartışmalara dahil olabilmemiz. 

"Sosyal medya oluşuyor" diyorum ya hani, mübalağa değil. Hurriyet.com.tr gibi bir haber sitesinde de kendi profilimizi oluşturabiliyor, kendi postlarımızı paylaşarak duvarımıza düşen postlara yorumlar yapabiliyoruz. 'User-friendly' bir durum yani sizin anlayacağınız. =) Az önce ben hesabımı açtım ve takip etmeye başladım..  


Bir blogger ve bu vesile ile aktif bir sosyal medya kullanıcısı olarak, çatısı altında olmaktan her zaman mutluluk duyduğum Hürriyet ailesinin gelişen 'sosyal medya network'ünün gelişimini merakla takipteyim.

Hürriyet Sosyal ile artık daha da sosyalleşeceğiz gibi görünüyor.. =)

 

 

İçerik: http://gokcengokyer.blogspot.com.tr/

Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Yazmaya Yeni Başlamış Blog Yazarları İçin Altın Tavsiyeler

Bu yazı, kisiselbasarim.com yazarı Timur Demir tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

Herkesin düşüncelerini, fikirlerini ve projelerini online olarak tüm dünyanın gözleri önüne serebileceği inanılmaz bir çağda yaşıyoruz. Gutenberg görse sanırım çok şaşırırdı! Eğer yeni başlamış bir blog yazarıysanız doğru temeller atabilmeniz için aklınızda bulundurmanız gereken birkaç önemli nokta var.


Yazma Amacınızı Aklınızda Bulundurarak Yazın

Tabii ki halka açılmış özel bir dergi gibi düşüncelerinizi online olarak yayımlayabilirsiniz ancak çoğu insan öğle yemeğinde ne yediğinizi, nereye gittiğinizi ya da gününüzün ne kadar berbat geçtiğini okumak istemeyecektir. Onun yerine, oturun ve blogunuzun var oluş amacını düşünün. Sonraki makalelerinizi de buna göre yazmaya başlayın. Böylece sizin için bir yazıyı silmeye ya da yayımlamaya karar vermek daha kolay olacaktır.

Hedef Kitlenizi Tanıyın

Yazınızı yayımlamadan onu kimlerin okuyacağını ilk başta tahmin edemeyebilirsiniz ancak işe blogunuzu kimlerin okuyabileceğini düşünerek başlayabilirsiniz. Eğer tasarım ya da moda ile alakalıysanız makalelerinizi o yönde okuma yapan hedefe doğru geliştirebilirsiniz. Eğer mutlu mesut bir vejetaryen iseniz ve yemek tarifleri paylaşıyorsanız, mevcut diğer vejetaryen ya da vejetaryen olmak isteyenler için yazı yazıyorsunuz demektir. Her yazınızı okuyucularınızı aklınızda bulundurarak yazın.

Merak Uyandıracak Bir Tarz Kullanın

İnsanlar bir blog yazısı okuduklarında yeni bir şey öğrenmek, kendilerini daha iyi hissetmek ya da bir konu hakkında heyecanlanmak isterler. Blogunuzun her yazısı bilgilendirici, ilham verici ve teşvik edici olmalı. İlk başta blog yazılarınız çok kısa veya çok uzun olursa endişelenmeyin ama ortalama uzunlukta yazmaya özen gösterin. Harika bir hikâye anlatan kısa paragraflar içerisine bilgi kırıntıları serpiştirmeyi düşünebilirsiniz!

İş Birliği Yapın, Rekabet Etmeyin

Blog yazarlığı bir yarışma değildir. Blog dünyasında herkes değerlidir ve sizin sesiniz de gerekli ve takdire değerdir. Oyuna dâhil olun ve diğer blog yazarlarına dostça yaklaşın! Oldukça samimi bir topluluğa sahibiz ve eğer misafir yorumları almak istiyorsanız içeriği sosyal platformlarda paylaşın ya da kendinizi diğer blog yazarlarına tanıtıp, tanışın. En büyük blog yazarları bile yeni blog yazarlarına yardım etmek için vakit ayırıyor.

Blogunuzu Geliştirin

Sadece yazı yazmak ve birilerinin gelmesini beklemek yeterli değildir! Blog mesajlarınızı online ve offline olarak geliştirmelisiniz. Online bir blog topluluğuna katılın, mesajlarınızı paylaşın, yeni blog yazılarınızı tweetleyin, fotoğraflarınızı Pinterest'e tutturun, bloğunuz için kartvizit bastırın. Yeni gruplara katılarak kendinizi geliştirebilirsiniz ve hedef kitlenizi büyütürsünüz. Bahçe işleri hakkında yazı yazanlar aynı zamanda bahçe işleri hakkında okurlar da. Alın size hazır hedef kitle!

Ne Zaman Yayımlayacağınızı Bilin

Oluşan bir trende her zaman tepki gösteremezsiniz ya da blog yazılarınız her zaman tartışmaya açık olamaz çünkü okurlar bundan sıkılmaya başlar ve sizin gerçek düşüncelerinizi merak ederler. Unutmayın, blogunuz tüm dünyaya açık ve isteyen herkes yazdıklarınızı okuyabilir. Daha sonra pişman olacağınız kötü içerikli bir açık mektup yazmayın. Hassas ya da zor bir konuda yazdığınız yazıyı yayımlamadan önce "bir gün bekle" kuralını uygulayın!

Kendi Hikâyenize Sadık Kalın

Blogunuzda kendi bakış açınızı paylaşın ama başka insanların hikâyelerine sahip olmadığınızı da unutmayın. Aileniz, yerel topluluğunuz ya da çevrenizdeki dünya hakkında hassas bilgiler paylaşıyorsanız, başkalarının hikâyesini anlatmak için izniniz olduğunu varsaymayın. Bu durum özellikle çocuklar için geçerli. 20 yaşlarına geldiklerinde, internette dolaşan gurur kırıcı çocukluk fotoğraflarını görünce neler hissedebileceklerini bir düşünün. İzin isteyin, gerçek isimler kullanmayın, insanların hikâyelerinin tüm dünyaya duyurulmasına karşı neler hissedebilecekleri konusunda hassas davranın.

İlginç Bir Hayat Sürdürün

Sadece yazı yazamazsınız. İlginç konu ve düşünceler hakkında yazı yazmak için aslında gerçek hayatta da ilginç şeyler yaşamalısınız. Bilgisayardan biraz uzaklaşın ve hakkında yazı yazabileceğiniz eğlenceli bir şeyler planlayın. Gerçek hayat ve blog yazarlığını dengelediğiniz sürece blogunuz taze ve keyif verici kalacaktır.

Gerçek Bir Kişi Olun

Siz büyük bir yayınevi değilsiniz. Bir bireysiniz ve lütfen o şekilde yazı yazın. İşiniz için veya kişisel blogunuz için yazı yazıyor olmanız önemli değil, gerçek bir kişi olarak yazmanız önemli. Blog yazarlığını ilginç kılan şey blogun ardındaki insanlar hakkında bilgi sahibi olabilmektir. Önemli olan sizin hikâyenizdir.


Yapın Gitsin


Büyük bir yazar, fotoğrafçı olmadığınız ya da mükemmel bir fikre sahip olmadığınız düşüncesinin sizi blog yazmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Ne kadar çok yazı yazarsanız, yazma yeteneğiniz ve blogunuz da o derece güçlenecek ve daha iyi olacaktır. En doğru zamanı beklerseniz, sonsuza dek bekleyebilirsiniz. Bir blog'a başlamak için en doğru zaman şu an ve tüm blog dünyası senin sesini ve hikâyeni duymak için bekliyor. İşe koyul ve bildiklerini tüm dünya ile paylaş!

Yazar Hakkında:
Ben Timur Demir. Yaklaşık 2,5 yıldır internet dünyasında aktif olarak bulunmaktayım. 3,5 ay önce üniversitemde katıldığım bir kişisel gelişim seminerinden sonra, Kendi Kahramanınız Olun! Sloganıyla hayata geçirdiğim web sitemde, kişisel gelişim ve kişisel başarı yazıları yazmaktayım.
Sosyal Ağ : Facebook

29 Mayıs 2014 Perşembe

Blog Tanıtımı: En Son Neler Oldu?

Blog Hocam’ın ikinci yazısında “blog” kavramından ve blog türlerinden bahsetmiştim. Bu türlerden en yaygın olan kişisel blogların yerini zamanla sosyal medya medya platformları aldı ama temasal yani belli bir konu hakkında yayın yapan bloglaın gücü ve popülerliği gün geçtikçe arttı.

Günümüzde aklınıza gelebilecek hemen her konuda yayın yapan bir blog bulmak mümkün. Temasal bloglar diğer blog türlerine göre daha kolay takipçi edinebildikleri gibi gelişime de çok daha açıklar. Öyle ki temasal blogunuzda yarı zamanlı veya tam zamanlı yazarlık yaparak ciddi paralar da kazanabilirsiniz.

Fakat rekabet üst düzeyde olduğu temasal bloglarda başarı için de çok sayıda kriter var. Bunların başında yayın yapılan konu hakkında düzenli ve taze içerik üretmek, fark yaratacak bir tasarıma sahip olmak, yayın yapılan konuyu sevmek ve sosyal medya kanallarını etkili kullanmak sayılabilir.

Magazin Temalı Başarılı Bir Blog: ESNO

esno
Bu yazıda tanıtacağım blog olan En Son Neler Oldu? da kendini geliştirmiş,  geniş bir takipçi kitlesine ulaşmış, yayın yaptığı alanda öncü bloglardan biri olmayı başarmış.

 

Büşra ve Meltem’in kurmasıyla yayın hayatına başlayan ESNO yani En Son Neler Oldu, zamanla kadrosuna yeni yazarlar katarak bir blogdan çok dış magazin haberlerinin yer aldığı Türkiye’nin en büyük ve en güncel magazin sitelerinden biri haline gelmiş.

Açıkçası magazinle falan pek ilgim yok ama sieyi bir blogger gözüyle incelediğimde hem Blog Hocam’a hem de çok farklı konularda yayın yapan diğer bloglara uygulanabilecek pek çok başarılı özellik gördüm.

 

- Siteyi ziyaret ettiğimde dikkatimi çeken ilk şeylerden biri gizlilik politikası sayfası oldu. Google AdSense reklamlarına başvuran çoğu kişinin ihmal ettiği bir konudur ama Google’ın çoğu başvuruda bir gizlilik sayfasının olup olmadığını kontrol ettiği biliniyor. Siz de ESNO’nun gizlilik sayfası gibi bir statik sayfa oluşturabilirsiniz.

- Ödül törenleri ve favori ünüler bölümlerindeki kategorilendirme de hem şık hem de kullanışlı olmuş. Görsellere tıkladığınızda o tören veya ünlüyle ilgili etiketlenmiş yazılar listeleniyor. Biz de blogumuzdaki bazı önemli kategoriler için bu şekilde statik sayfalar oluşturabiliriz.

- ESNO ‘nun düzenli olarak başlattığı anketler magazinle ilgili olduğu için oldukça rağbet görüyor. Biz de blogumuzun konusuyla ilgili anketler düzenleyerek, bloglarımızı daha interaktif hale dönüştürebiliriz.

- ESNO başarılı bir magazin blogu olmasının yanında sosyal ağlardaki takipçi sayısıyla da dikkat çekiyor. Facebook ve Twitter’da binlerce takipçisi var ve bu takipçilerin parayla alınan takipçi olmadığı belli. Zira yorumlarla, beğenilerle ve paylaşımlarla sayfada sürekli aktifler. Sosyal ağlardaki bu başarının sırrını blog yöneticileriyle konuşmak gerekir :)

27 Mayıs 2014 Salı

Bir Blog Yazarı Okurlarından Ne Bekler?

Bu yazı, Vural Egemen Sarıgöz tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

Her okuyucu blogdan ve Blog Yazarından bir şeyler bekler. Beklemekte de haklıdır. Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda biz Blog Yazarlarının da blog okuyucusundan bazı beklentilerimiz vardır. Bunları beklemek bizim de hakkımızdır. Ülkemizde Blog Yazarı sayısı her geçen gün artıyor lakin nitelikli Blog Yazarı dediğinizde bu sayı çok aşağılara düşüyor. Özellikli ve nitelikli Blog Yazarlarının ortak noktası şudur ki; hepsi özveri ile içerik üretirler. Bizim gibi para kazanan Blog Yazarlarına sorun, ilk başlarda para kazanmak şöyle dursun, uykusuz geçen gecelerin, tüketilen kafeinlerin, bıkmadan usanmadan kodlarla boğuşmanın haddi hesabı yoktur.



Peki bir Blog Yazarı Okurlarından Neler Bekler?

Yorum yazmasını ister!

Yazdığımız her yazı için emek harcarız. Araştırma yaparız. Her şeyden önemlisi bildiğimiz bir konuda başkalarını aydınlatır, bilgilendiririz. Blogumuzu ziyaret edip yazdığımız makalelerden faydalanan okurumuzun en azından faydalandığı konuya ahde vefa örneği olarak bir yorum yapmasını beklemek en doğal hakkımız olsa gerek.

Yazılarının Sosyal Medyada paylaşılmasını ister!

Her Blog Yazarı, yazılarının en çok okuyucu sayısına ulaşmasını ister. Her okuyucu bir motive kaynağıdır. Ne kadar çok okunursa bir yazı , bir sonraki yazının kalitesini arttırır. O yüzden blogumuzu ziyaret edip, yararlandığınız yazıyı kendi sosyal ağ hesaplarınızda paylaşarak arkadaşlarınızın da o yazıdan haberdar olmasını sağlayabilirsiniz. Sosyal ağlardaki paylaşımlarınız Blog Yazarına çok çok fayda sağlayacaktır. O yüzden her Blog Yazarı yazılarının paylaşılmasını, Tweet atılmasını ister.

E-Posta Abonesi çok olsun ister!

E-posta aboneleri Blog Yazarı için vazgeçilmezdir. Yazısını yazmadan önce abone sayısına göre motive olan ve yazısının en az abone sayısı kadar kişiye ulaşacağını düşünen Blog Yazarı mutlu olur. Bir insanı mutlu etmek sevaptır. Allah'da sizi sever :) Size faydalı olan blogların e-posta aboneliğine kayıt olarak o blogda yayınlanacak her yeni yazıda e-mail yoluyla haberdar edilirsiniz. Bu size zamandan tasarruf kazandırır. Sadece yeni konu eklendiğinde yada ihtiyacınız olduğunda o blogu ziyaret edersiniz.

Link verilmesini ister! Aslında bir çok blogun okuyucusu yine Blog Yazarıdır. Mutlaka kıyıda köşede kalmış da olsa bir blogu vardır ve bu bloguna bizim için bir link verse mükemmel olur. Madem blogdan faydalanıyorsunuz o halde sizin de bir katkınız olsun demek istemeyiz ama link verirseniz de hayır demeyiz. Sitenizin sidebarında, footer kısmında çok fazla yer işgal etmeyecek bir köşesine beğendiğiniz ve takip etmek istediğiniz bloglara katkı sağlamak için link verebilirsiniz.

En zorunu ister! Bir Blog Yazarını başka hiç bir şey bir blogda kendisi hakkında yazılan yazı kadar mutlu edemez. Örneğin, ben sevdiğim,takip ettiğim,takdir ettiğim Blog Yazarlarını onure etmek, onlara bir nebze olsun katkı sağlamak için blogumda özgün tanıtım makalesi yayınlarım. Daha önce Blog Hocam için tüm samimi duygularımla bir tanıtım makalesi hazırlamıştım. Blog Hocam Nedir? isimli yazı ile Blog Hocam'ı daha önce duymamış olan okurlarıma tanıtmıştım.

Son Sözler!

Ben bir Blog Yazarıyım, 2006 sonlarına doğru blog yazmaya başladım. Bugün hatırı sayılır bir web gelirim var  ancak özveri ile geliştirip yaşattığım bloguma yapılan bir yorum kadar mutlu etmiyor. Çünkü yaptığım işin yada hizmetin karşılığında ücretimi alıyorum ve müşteri zaten bu şartlarda benimle anlaşıyor. Tüm samimiyetimle yazdığım yazılarıma samimi bir yorum geldiğinde yada bir okuyucu sosyal medyada paylaştığında ve hatta hakkında başka bir Blog Yazarı bir makale yazdığında mutluluğu zirve yapar. Okuduğunuz,takip ettiğiniz bloglara katkı sağlamak için yukarıdakilerden birini yapmanız yeterlidir. Yabancı Bloglarda yer alan bağış(donate) sistemi ülkemizde yok ve haliyle ülkemizdeki Blog Yazarları reklamlara yükleniyor. Bir zamanlar Türk Blog Yazarları arasında ''bir kahve ısmarlamak ister misiniz'' şeklinde bir kampanya başlatılmıştı ama tutmadı.

Bu yazıyı okuduktan sonra ne yapabilirsiniz! SRGZ Blog'u ziyaret edip herhangi bir yazıya yorum yapabilirsiniz. Herhangi bir yazıyı Sosyal Medya hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. E-Posta Abonesi olabilir , yeni yazıların mail adresinize gelmesini sağlayabilirsiniz. Sitenizin herhangi bir yerine link ekleyebilirsiniz. Blogunuzda SRGZ Blog'u yada Blog Hocam'ı tanıtan, anlatan bir yazı yayınlayabilirsiniz.

Vural Egemen SARIGÖZ Srgz Blog - Webtasarım | Teknoloji | Kişisel

23 Mayıs 2014 Cuma

Ücretsiz internet için LINE yükle!

Dünyanın önde gelen mobil platformu LINE, 50MB ücretsiz internet olanağı sağlayarak kullanıcılarının iletişim olanaklarını artırmalarına ve birbirleriyle dayanışmalarına katkıda bulunuyor.  Mesajlaşma, yüksek kalitede sesli ve görüntülü arama, sesli mesaj, fotoğraf ve lokasyon göndermeyi bir arada ve ücretsiz sunan LINE, kullanıcılarına 50 MB’lık interneti ücretsiz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda  internet paketi kazananlara isterlerse bunu başkalarına hediye etme olanağı da yaratıyor.

Yalnızca LINE kullanıcılarına sunulan kampanyaya katılmak için çok basit ve eğlenceli bir yol bulunmuş:

Öncelikle telefonunuza LINE’ı indirmeniz gerekiyor: http://line.me/tr/download

 

1) Etkinlik haftası olan 26 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında LINE arkadaşlarınıza en az 3 farklı günde mesaj, sticker ya da fotoğraf gönderin.

2) Mesaj gönderdiğiniz her gün için 1 puan kazanacaksınız.

3) 3 puanı topladığınızda, ücretsiz 50 MB internet sizin olacak!

Gerekli puana ulaştıktan sonra LINE Türkiye resmi hesabı tarafından iki hafta içerisinde bilgi mesajı alacaksınız. Mesajda belirtilen alana internet paketinin yüklenmesini istediğiniz telefon numarasını girmeniz yeterli. İnternet paketi giriş yaptığınız anda geçerli olacak ve 24 saat boyunca kullanılabilecek. Bilgi mesajının size ulaşabilmesi için LINE Türkiye resmi hesabını arkadaşınız olarak eklediğinize emin olun. Bunun için; LINE’ın ana menüsünde yer alan Diğer/Daha Fazlası > Resmi Hesaplar bölümünü kullanabilirsiniz.

50 MB’lık internet paketi, Turkcell abonesi numaralar tarafından kullanılabiliyor.  “Ama benim hattım Turkcell değil” diyorsanız üzülmeyin, bilgi mesajıyla birlikte gelen formu doldururken arkadaşlarınız ya da sevdiklerinizin numarasını girerek kazandığınız internet paketini onlara hediye edebilirsiniz.

Ücretsiz internet paketinize hemen sahip olmak için LINE yükleyin! http://line.me/tr/download

Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Blogların Kurumsal Hali

Günümüzde marka bilinirliğini arttırmak, müşteriyle ve çalışanlarla iletişim kurmanın en etkili yollarından biri blog yazmak. Markalar için kurumsal bloglar artık sosyal medya statejilerinin vazgeçilmez bir parçası. Çünkü kurumsal blogların iletişim ve marka bilinirliği dışında analiz yapabilme, web sitesinin trafiğini artttırma gibi faydaları da vardır ki bu faydaları Facebook, Twitter gibi insaların içerik ihtiyacını karşılayamayan sosyal mecralarda sağlamak mümkün değildir.

kurumsal bloglar

Türkiye’de Markalar Ve Kurumsal Bloglar

 

Kurumsal blogların önemi ve gerekliliği dünyada çoktan kavranmış durumda. Artık neredeyse her markanın, firmanın, küçük işletmenin aktif bir blogu var. Türkiye’de de kurumsal blog kavramı geç de olsa anlaşılmaya ve uygulanmaya başlandı.

 

Kurumsal kavramının ülkemizde de doğru ve yaygın kullanılması için İK profesyonellerin bakışı ve yönlendirmesi çok önemli. Zira şirketler artık daha şeffaf, daha samimi olmak zorunda ve insan kaynağının varlığının çok önemli olduğunu kamuoyuna hissettirmek zorunda. İşte bunu yapacak olanlar da İK profesyonelleri.

Blog dünyasını çok yakından takip eden biri olarak son yıllarda İK bloglarındaki kalite ve sayı artışı dikkatimi çekti. Hatta İK bloggerlarının toplulukları ve organizasyonları bile var. İK çalışanları blog kavramını bu kadar benimsemişken bunu çalıştıkları kurumlara yansıtmamaları beklenemezdi elbette. Nitekim artık Türkiye’de de markaların, firmaların hatta küçük işletmelerin blogları olmaya başladı.

 

Kurumsal Bloglarda Başarısızlık

 

Sorumlu olduğu ve temsil ettiği bir kurusal kimlik olduğu için, kurumsal blog yazmak ve yönetmek çoğu zaman niş ve kişisel blog yazmaktan çok zordur. Türkiye’de de başarısız kurumsal blog örnekleri fazlasıyla mevcut. Kimseyi rencide etmek istemediğim için elbette kişi ve kurum adı vermeyeceğim ama yapılan hatalardan bahsedeceğim.

- Kurumsal blogların en temel başarısızlık nedeni amaçsız ve programsız yola çıkmalarıdır. Kurumsal blogun neden açıldığı ve neyi hedeflediği en baştan net bir şekilde belirlenmeli ve yazar kadrosuyla paylaşılmalıdır ki yazarlar da içerikleri buna göre oluşturup editöryal takvimi belirlesinler.

 

- Kurumsal bloglarda yapılan en büyük hatalardan biri de içerik türünde çeşitlilik yaratamamaktır. Kurumsal bloglarda firmadan haberler, sektörle ilgili bilgiler, ürünlerle ilgili ipuçları, etkinlikler, röportajlar, araştırmalar gibi farklı türde yazılar yayınlanabilir. Ancak bunların homojen ve düzenli olması gerekir.

 

- İnanların ilgisini çekip blogu, dolayısıyla markayı takip etmelerini sağlamak çok zor bir iştir. Bunu blog aracılığıyla sağlamanın yolu ise kaliteli içerikten geçer. Kurumsal bloglarda yapılan en büyük hatalardan biri de içeriğe gereken özeni göstermemektir. Özgün, detaylı, bilgilendirici, zengin içerik oluşturmak kurumsal blogların başarısı için şarttır.

 

- Bir diğer önemli kurumsal blog hatası da bencillik. Bunu her anlamda söylüyorum. Sadece kendinden haber vermek, sadece kendi ürünlerini övmek, blogun muhtelif yerlerine kendi reklamlarını eklemek gibi şeyler blog okuyucusunun ve potansiyel müşterinin kaçmasına neden olabilir.

 

Kurumsal bloglarda yapılan hatalar detaylandırılabilir ve çoğltılabilir fakat bu kadar yeterli deyip biraz da başarılı bloglardan bahsetmek istiyorum.

 

Başarılı Kurumsal Blog Örnekleri

 

Yukarıda da bahsettiğim gibi kurumsal blogların gereksinimini ve önemini fark eden kurumlar birer birer bloglarını açmaya başladılar. Bunlar arasında blogunu çok etkili kullanarak tabiri caizse blogun etinden, sütünden, yününden faydalanan başarılı firmalar var. Bunlara Turkcell, GittiGidiyor ve Carte d’Or örnek verilebilir. Bu tür kurumsal firmaların yanı sıra küçük işletmeler arasında da blogunu etkili kullananlar yok değil. Cepfit.com isimli dikey e-ticaret sitesi de bunlara güzel bir örnek.

 

Henüz çok fazla içeriği olmasa da Cepfit.com Blog’da doğu işler yapıldığını görebiliyoruz. Bunlardan bahsetmek istiyorum ki bu yazıyı okuyan küçük işleme sahipleri bloglarında neler yazabilecekleri biraz fikir sahibi olabilirler.

 

- Cepfit.com sitesi akıllı telefonlar için koruyucu filmler ve kılıflar satan bir e-ticaret sitesi. Yani müşterileri akıllı telefon kullanıcıları. Eğer akıllı telefon kullanıcısı ne kadar fazla olursa kendilerinden ürün alma ihtimali  de o kadar fazla olur. Cepfit.com Blogu incelediğinizde akıllı telefonlarla ilgili detaylı bilgiler ve karşılaştırmalar yayınlandığını görebilirsiniz.

 

- Cepfit.com Blog’da ziyaretçilerim bilinçli alışveriş yapmalarını sağlayacak yayınlar da var. Örneğin kılıf seçerken dikkat edilecekleri yazmaları müşterilerine verdiği değerin bir göstergesi. Bu da hem satışlarını hem de müşteri sadakatini arttıracaktır.

 

- Kurumsal blogların trafik sağlama konusundaki marifetinden yukarıda bahsetmiştim. Cepfit.com Blog kurumsal blogların bu gücünden de faydalanmak istemiş ve sektörle ilgili önemli aramalara dair detaylı içerikler yayınlayarak arama motorlarından organik trafik kazanmaya yönelik hamleler yapmış. Bolca organik trafik kazandıklarından eminim fakat bunun ne kadarını satışa çevirdiklerini bilemeyiz elbette.

 

Söz Sizde

Sizin takip ettiğiniz veya yazarlık yaptığınız kurumsal bloglar var mı? Kurumsal bloglardan beklentileriniz neler? Bir marka bünyesinde profesyonel olarak blog yazarlığı yapmaya bakışınız nedir?

13 Mayıs 2014 Salı

Blog Çekilişleri Ve Hediyeler

Blogunuzu kısa sürede daha fazla kişiye duyurmanın en etkili yollarından biri blog çekilişi düzenlemek. Bayan blogları arsında çok popüler olan ve neredeyse gelenekselleşen blog çekilişlerini bence tüm blog yazarları denemeli. Neden mi?

- Kısa sürede blogunuzun tanınırlığını arttırırsınız.

- Blogunuzun izleyici sayısını artırırsınız.

- Sosyal medya hesaplarınızdaki takipçi sayınızı arttırırsınız.

- Backlink inşası yaparsınız.

- Online çevrenizi genişletirsiniz.

Yukarıda listelediğim şeyleri gerçekleştirmek için ciddi zaman ve para harcamanız gerekebilir ama bunları blog çekilişleri ve etkinlikleri düzenleyerek çok kısa sürede, çok düşük maliyetlere yapabilirsiniz.

 

hediye
Ben de bugüne kadar Blog Hocam’da bir kaç çekiliş düzenledim. Bazılar etkili oldu, bazılarında ise beklediğim sonuca ulaşamadım. Tüm bu deneyimlerden çıkardığım dersler ise şunlar:

 

- Verdiğiniz hediyelerle katılım şartları birbirini dengelemeli. Yani maddi değeri çok yüksek  bir hediye vermek istiyorsanız katılım şartları biraz daha fazla olabilir ama küçük hediyeler için çok şart koymamalısınız.

 

- Verdiğiniz hediyeler okuyucu kitlenizin ilgisini çekecek türde olmalı. Teknoloji bloguysanız sizi takip edenlerin ilgi alan teknoloji, moda bloguysanız takipçilerinizin ilgi alanı modadır. Hediyeleriniz de bu yönde olmalı.

İşte bu yüzden blog çekilişlerinde en büyük problemlerden biri hediye belirleme işidir. Blog çekilişlerinde verilecek hediyeleri 3 sınıfa ayırıyorum.

 

1. Okuyucu odaklı hediyeler: Bu gruptaki hediyeler okuyucunun ilgisini çekecek, onları memnun edecek ve çekilişe katılım yönünde teşvik edici hediyelerdir. Blogunuzun türü ve okuyucu kitlenizin profiline bağlıdır. İşte bu gruptan birkaç hediye önerisi:

 

- Teknoloji blogları mouse, klavye, USB bellek, taşınabilir bellek, mouse pad, tablet bilgisayar, yazılım, telefon aksesuarları, fotoğraf makinesi, MP3 çalar gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

- Moda & kadın blogları çeşitli giyim ürünleri, kozmetik ürünleri, aksesuarlar, parfümler, kişisel bakım ürünleri, küçük ev aletleri gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

- Spor blogları maç bileti, spor malzemeleri, spor kitapları, spor DVDleri, spor merkezi üyelikleri, taraftar ürünleri ve outdoor ürünler gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

- Kişisel bloglar kitap, film, hobi ürünleri, isme özel yastık, mouse pad, kişiye özel fotoğraf baskılı puzzle, kupa bardak gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

2. Sponsor odaklı hediyeler: Bu gruptaki hediyeler çekilişinize sponsor olan firmanın ürünlerini kapsamaktadır. Bazı firmalar blogunuz üzerinden bir çekiliş düzenleyerek kendi ürünlerini veya hizmetlerini hediye etmek böylece tanıtımlarını yapmak isterler. Bu durumda yapabileceğiniz fazla bir şey yok. Sponsorun verdiği hediyelerle yetinmek zorundasınız.

Bazı sponsorlar ise size belli bir bütçe verip hediyeleri sizin seçmenizi isterler. Eğer böyle bir sponsora rastlarsanız çok şanslısınız. Çünkü bu şekilde hem blogunuz, hem sponsor firma, hem de okuyucu nun memnun olacağı sonular elde edebilirsiniz.

 

3. Blog odaklı hediyeler: Bu gruptaki hediyeler ise tamamen blogunuzun tanınırlığını ve itibarını arttırmaya yönelik hediyelerdir. Üzerinde blogunuzun loosunun ve adresinin bulunduğu promosyon kupa, duvar saati, mouse pad, tişört, USB bellek, kalem, anahtarlık, çakmak, şapka gibi hediyeler blog odaklı hediyelerdir.

Blog odaklı hediye verdiğiniz çekilişlerden verim almanın püf noktası ise katılımı kolay tutmaktır.

9 Mayıs 2014 Cuma

Biri Girişimcilik Mi Dedi?

Hakkımda sayfamı dikkatli okuyanlar blog yazarlığı, SEO, sosyal medya, dijital pazarlama, girişimcilik ve kişisel gelişim konularıyla ilgilendiğimi, bu konularda hem Blog Hocam, hem de diğer bazı bloglar için içerik ürettiğimi bilirler.

Ben de yakın zamanda faaliyete geçecek konsept restoranımla birlikte bu yaşıma kadar ki en büyük girişimimi gerçekleştireceğim. Sanırım ciddi bir girişimci adayı olduğum için son zamanlarda yurt içi ve yurt dışındaki girişimcilikle ilgili gelişmeleri takip ediyor, blogları okuyorum.  Bu sayede de benim gibi girişimcilikle ilgilenen pek çok yeni arkadaşla tanıştım. Blogumu bilenler veya ben bahsettikten sonra öğrenenler hep aynı tepkiyi verdiler... “Neden dijital ortamda bir proje düşünmüyorsun?”

Bu tepkilerin de etkisiyle hep aklımın bir köşesinde olan internet girişimlerini son zamanlarda incelemeye başladım. Kim neyi nasıl yapıyor? Başarılı girişimlerin sırları neler? Ne tür bir proje boşluğu var? İnsanların ihtiyaçları neler?

Bu sorulara yanıt arayıp yeni fikirler üretebilirmiyimin peşinde koşarken gerçekten harika projelerle karşılaştım. Girişimci adayları hep tüm köşelerin kapıldığından şikayetçidir ama hala yeni fikirler üretebilen yaratıcı girişimler ve girişimciler var. İşte güzel bir örnek…

Waa2 Dikey Arama Motoru

Aktif internet kullanıcıları otomobil, emlak, kariyer, alışveriş gibi arama portallarını çok iyi bilirler. Bunlardan bazıları tutunca girişimci adayları benzerlerini yapmaya girişir, kimileri başarılı olur, kimileri başarısız…  Fakat aslolan şudur ki bir girişimin başarılı olması için insanların ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekir. Dolayısıyla piyasada yeterli sayıda ilan sitesi varken yeni bir tane daha açmanın bir anlamı yoktur. Bunun yerine insanların bu ilan sitelerinin tümüne hümkedebileceği bir proje üretmek daha mantıklıdır. Çünkü insanların buna ihtiyacı vardır.

waa2

Yeni tanıştığım Waa2 isimli proje tam da bu ihtiyacı gidermeye yönelik hazırlanmış dikey bir arama motoru. Waa2 ana sayfasını ziyaret ettiğinizde basit ve anlaşılır bir arayüzü olduğu için ne işe yaradığını zaten çok iyi anlayacaksınız ama ben biraz bilgi vermek istiyorum.

Waa2, araba, ev, iş, moda ve ürünlerle ilgili ilanları sizin için tarayıp en uygun sonuçları veren bir arama motorudur. Waa2 sayesinde tek tek siteleri taramanıza gerek kalmadığı için ciddi bir zaman tasarrufu sağlarsınız. Üstelik raporlama özelliği sayesinde istediğiniz aramalar belirli periyotlarla size e-mail olarak gönderilir. Böylece yeni bir sonuç var mı yok mu diye tekrar tekrar arama yapmanıza gerek kalmaz.

Birkaç örnek aramayla Waa2 arama motorunun performansını test edelim isterseniz…

Örneğin benim de asıl mesleğim olan Metalurji Ve Malzeme Mühendisliği ile ilgili iş alanlarını arayalım. Bunun için Waa2’yi ziyaret edip iş arama kısmına “metalurji ve malzeme mühendisi” yazıyorum.

iş arama motoru


Gördüğünüz gibi farklı yerlerdeki “metalurji ve malzeme mühendisliği” ile ilgili ilanlar kısa sürede listelendi. Sonuç sayfasının sol tarafında detaylı arama ve filtreleme yapmanız da mümkün.

Araba arama bölümünde bir deneme yapıp Honda Civic şeklinde bir arama yaptığımızda yine farklı ilan sitelerindeki Honda Civic ilanları hızlı bir şekilde karşımıza geliyor. Soldaki filtreleme bölümünden istediğimiz özellikte araçları görebiliyoruz.

araba arama motoru
Ev arama bölümünde ise kiralık ve satılık seçeneklerinden birini seçip anahtar kelimeyi yazarak arama yapabiliyorsunuz. Örneğin ben oturduğum semt olan Beylikdüzündeki ilanlar için arama kutusuna “beylikdüzü” yazıyorum. Sonuçlar arsında detaylı filtreleme yapmak ev arama motorunda da mümkün.

ev arama motoru
Geleleim daha çok bayanları ilgilendiren moda arama motoruna. Waa2’nin moda arama bölümü çok detaylı bir arama yapıyor ve istediğiniz ürünün en ucuz nerede olduğunu bulmanızı sağlıyor. Üstelik ürünleri ucuzdan pahalıya göre sıralama özelliği de var.

moda arama motoru
Örneğin ceket diye bir arama yaptığımızda sonuç sayfasındaki sıralama seçeneklerini kullanarak en ucuz ve en yeni ürünlere kolayca ulaşabiliyorsunuz.

Bir arama da ürünler arama motorunda yapalım. Bunun için Waa2’yi ziyaret edip ürün arama kısmına “led tv” yazıyorum.

ürün arama motoru
Led TV sonuçlar yine hızlı bir şekilde listeleniyor ve farklı sitelerdeki farklı led tvlere kolayca ulaşabiliyoruz.

Waa2 arama motoru, algoritması sayesinde veri tabanına sürekli yeni bilgiler eklediği için arama sonuçları her geçen gün güncellenebiliyor. Bu güncellemeleri takip etmek, yeni eklenen sonuçlardan haberdar olmak için Waa2’nin Alert özelliğini kullanabiliyoruz.

waa2 alert
Yaptığınız aramalardan sonra açılan sonuç sayfasının en altında yer alan forma e-posta adresinizi yazıp kaydolduğunuzda yeni sonuçlar e-posta adresinize otomatik olarak gönderilecek. Bu da ciddi bir zaman tasarrufu ve kolaylık demek.

 

Waa2 Moda
https://www.facebook.com/modawaa2
http://twitter.com/waa2moda

 

Waa2 Turkiye
https://twitter.com/Waa2Tr
https://www.facebook.com/waa2tr


Söz Sizde
Projeyi nasıl buldunuz? Sizce de insanların ihtiyacını karşılamaya ve hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik bir proje değil mi?